Elbet kumları kaldırınca esinti örtüden, Putların çağrısına el verecek bulunur. Parmakları değince sese günahların, Secdelerin alnına gizli işaretler konur. Sevmenin yarası ince kesikler dilerken, Neden baltaydı boynuma yönelen? Konuş! yaratan…
Şiir
Giyotine sayılıyor artık indiğimiz satırlar, Bazı şeyleri kökten çözmeye çalışıyoruz. Vakti boşlayınca saçlarımız anılardan arık, Tekrar kana uzatacaklar ellerimizi, yazık! Alem, kendi içine su sızdıradursun… Ihtırıp köşelere yeryüzünün ormanlarını, Düşledim,…
onunla ben rab’den fazla, b i r l i k t e yaşamı tanlandırırız… kovulmuş olanın şerrinden, kovulmuş olanla sıyrılırız. içimde şirk taşıyorum, omurgamda ağrı, beni ölüme katılaştırıyor. insan, ne…
Ağzından kuşlar dökülüyor, Tılsımına kanıyor kanlılar. İçinde yuva kuran kelimelerin, Birliğine inanıyor yalnızlar. Baştan ayağa çıplak, O meyvenin işaretini öptün. Kovulmanın cesaretine varınca, O soyda kendimi gördüm. Bana kelamlar göster,…
bir kalp, bölünmüş aynalarından görünmiyeni gösteren “gittiğim yeri bilmem, yerimi bilmezsin sen” günahların içirildiği o coğrafyada hikâyem böyle yazılsın istemem hâlbuki portakal ağacından geliyorum amansız kokular ülkesi kalemi boşlukta sallanan…
“annem ve şubat ikibinyirmiikiye” Taşıdığım kabedir taşı çatlıyor, lehebî sesler, Sevgilim, toprağın üstünü yaralar, kirli iskarpinler. Halklar alkışlayınca daha’da estetik görünüyor eller. Üzülme anne, onu alamayışımıza bu tebrikler. Mezarlar, toprağın…