Elbet kumları kaldırınca esinti örtüden,
Putların çağrısına el verecek bulunur.
Parmakları değince sese günahların,
Secdelerin alnına gizli işaretler konur.

Sevmenin yarası ince kesikler dilerken,
Neden baltaydı boynuma yönelen?
Konuş! yaratan kimdi kendi katlini?
Neydi çekici, hırsla boşluğa süzen?

Ellerim, işçilerin yüzleri gibi yorgundur.
Tadına bakmadan satar güzelliklerini…
Diktiğim bütün fidanlar şimdi solgundur.
Hiçbir toprak huylandıramıyor cesaretimi.

Beni cehennemin kapısına diken kudretine,
O tahtın simli gösterişini sunan bendim.
Kuşların rüzgarını çevirirken galibiyetime
Meczupların ibretli eliyle insafa geldim.

Varoluşuna beni sanatkâr kılacaklar ki,
Kayıtsızlığın tanrıdan münezzeh olsun.
Yazık! Dağdım, yontuldum; kul oldum.
Dilini dudaklarının içinde unuttum.

Viran olursun, kalk gidelim!

İki adım…
olsun,
benim.

Kalk gidelim!!!

ben
-im…

(Çekiç sesleri…)