Giyotine sayılıyor artık indiğimiz satırlar, Bazı şeyleri kökten çözmeye çalışıyoruz. Vakti boşlayınca saçlarımız anılardan arık, Tekrar kana uzatacaklar ellerimizi, yazık! Alem, kendi içine su sızdıradursun… Ihtırıp köşelere yeryüzünün ormanlarını, Düşledim,…
Nocilla Rüyası, orijinal ismiyle “Nocilla Dream” Agustín Fernández Mallo tarafından 2006 yılında yayınlandı. 2021 yılı itibariyle Harfa Yayınlarınca, Sena Akalın çevirisiyle Türk okurlarıyla buluştu. İspanyol kökenli yazar Fernandez Mallo, 2006…
Depremler uzak bir haber gibi. Kara, zifiri çoğu zaman dumanlı, beton rengi. Hep uzaktan duymaya alışığız. Çünkü yakınında duyulacak bir şey yoktur. Ansızındır. Emri vakidir. Tedirginlik, korku, panik, anne, baba,…
onunla ben rab’den fazla, b i r l i k t e yaşamı tanlandırırız… kovulmuş olanın şerrinden, kovulmuş olanla sıyrılırız. içimde şirk taşıyorum, omurgamda ağrı, beni ölüme katılaştırıyor. insan, ne…
Ağzından kuşlar dökülüyor, Tılsımına kanıyor kanlılar. İçinde yuva kuran kelimelerin, Birliğine inanıyor yalnızlar. Baştan ayağa çıplak, O meyvenin işaretini öptün. Kovulmanın cesaretine varınca, O soyda kendimi gördüm. Bana kelamlar göster,…
Yaşadıkları köy şehir merkezinden uzakta olduğu için belediyeyi daima sitem ile anan köylüler, geçen yıl vefat eden eski muhtarın adını taşıyan hayratın yanındaki çardakta sohbet ediyorlardı. İçlerinden bedenen en sağlam…
“Ben istiyorum ki film, siz salonu terk ettikten sonra başlasın.’’ Jacques Tati 2011 yılında, son filmi olarak nitelendirdiği “Torino Atı” ile yönetmenlik yaşantısına nokta koydu Béla Tarr. Ömrü boyunca…
bir kalp, bölünmüş aynalarından görünmiyeni gösteren “gittiğim yeri bilmem, yerimi bilmezsin sen” günahların içirildiği o coğrafyada hikâyem böyle yazılsın istemem hâlbuki portakal ağacından geliyorum amansız kokular ülkesi kalemi boşlukta sallanan…
Nedim alışveriş için markete gitmişti. Bir yandan meyve reyonunu incelerken bir yandan da Ahu’nun eline tutuşturduğu alışveriş listesine göz gezdiriyordu. Biraz dalgın, biraz yorgun raftaki fiyat etiketlerine bakıyor, bir yandan…
“annem ve şubat ikibinyirmiikiye” Taşıdığım kabedir taşı çatlıyor, lehebî sesler, Sevgilim, toprağın üstünü yaralar, kirli iskarpinler. Halklar alkışlayınca daha’da estetik görünüyor eller. Üzülme anne, onu alamayışımıza bu tebrikler. Mezarlar, toprağın…